Mahkeme ‘oyna’ dedi Yargıtay faul verdi

Halı saha maçında karşı takımdaki polis memurunun müdahalesiyle bacağı kırılan avukat, iş ve güç kaybı nedeniyle tazminat davası açtı. Mahkeme “Faul yok tazminat gereksiz” dedi ancak Yargıtay kararı bozdu

Yargıtay spor müsabakalarında sakatlığa neden olan oyuncunun rakip oyuncuya tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi. Sakatlanmaya neden olan hareket faul olmasa bile, sakatlanan oyuncunun zararı karşılanacak. Yargıtay’da geçen çarşamba günü alınan ve çok tartışılacak karara dayanak olan olay Ankara’da yaşandı. Avukatlar ve polisler 10 Nisan 2005′te polis günü nedeniyle halı saha maçı yaptı. Bir pozisyonda polis memuru D.S.S., topu rakip sahaya hızla sürerken avukat M.Ş. topa müdahale etti. Bu sırada D.S.S.’nin ayağı, avukat M.Ş.’nin bacağına çarptı ve avukatın bacağı birkaç yerinden kırıldı. 4 ay rapor alan ve bacağına platinler takılan avukata, yüzde 4.3′lük sürekli iş ve güç kaybı raporu verildi. Avukat da hem işe gidemediği 4 ay hem de sürekli malullük nedeniyle polis memuru aleyhine 10 bin TL’lik maddi – manevi tazminat davası açtı. Dava Ankara 17′nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemenin tanık olarak dinlediği aynı halı saha maçında oynayan avukat ve polisler, D.S.S.’nin kasti bir hareketinin olmadığını anlattı.

YARGITAY: TAZMİNAT GEREKİR
Tanık ifadeleriyle yetinmeyen mahkeme, Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünden bir öğretim üyesi ve bir hukukçuyu bilirkişi tayin etti. Bilirkişiler raporlarında özetle, “Hareket topa yapılmıştır ve futbol oyun kuralları içindedir. Polisin kastı yoktur. Ancak yine de iş ve gücünden kaldığı için tazminat ödenmesi gerekir. Ödenecek tazminat miktarı mahkemenin takdirindedir” görüşünü savundu. Mahkeme ise “Faul yoksa tazminat da ödenmez” diyerek davayı reddetti. Gerekçeyi de, “Spor karşılaşmalarında yaralanma veya ölüm olayında hukuki veya cezai bir sorumluluğun doğabilmesi için bu sonucun o spor dalının kurallarına aykırı bir hareket sonucu oluşması, zararla sonuç arasında illiyet bağı bulunması gerekir” diye özetledi. Dosya, Avukat M.Ş.’nin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne geldi. Daire de “Her ne kadar faul olmasa da avukat iş ve gücünden kalmıştır. Bu nedenle tazminat ödenmesi gerekebilir. Bir daha bilirkişi incelemesi yaptırılarak uygun tazminatın hesaplanması gerekir” deyip yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire bozma gerekçesinde şöyle dedi: “Spor faaliyeti sırasında hukuk kurallarına uymak bir hukuki zorunluluktur. Somut olayın çözümünde öncelikle Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin maddelerin göz önüne alınması gerekir.” (Bir kişinin hukuka aykırı davranmasa bile yol açtığı zararı karşılaması maddesi.)

KARARI OY ÇOKLUĞUYLA BOZDU
Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi “tazminat gerekmez” içerikli ilk kararında direnince konu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul, çarşamba günü yaptığı toplantıda, 4. Hukuk Dairesi’nin kararına katılarak yerel mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozdu. Genel Kurul’daki bazı yüksek yargıçlarsa, tarafların oraya zevkine oynamak için gittiklerini, istenmeden de olsa sakatlanmaların yaşanabildiğini belirtti. Şimdi Ankara 17.Asliye Hukuk Mahkemesi yeniden bilirkişi görevlendirerek, avukat M.Ş.’nin uğradığı zararı hesaplatıp, bu miktarı D.S.S’nin ödemesi yönünde karar oluşturacak.

‘Sporun ruhuna ters bir karar…’
Avukat Metin Ülkü (Spor Hukukçusu): “Ben mahkemenin kararını doğru buluyorum. Yargıtay Genel Kurulu yanlış bir karara imza atmış. Çünkü böyle bir karar tüm sportif faaliyetleri bitirir. İnsanlar karşılıklı spor yapmaktan çekinir hale gelir. Amatör kümelerde kimse spor yapmaz. Müsabaka sırasında sportif bir müdahale yani faul varsa, kasıtlı olarak rakibi sportif mücadelenin dışında yaraladığını ispat ederlerse amatör olarak gerçekleşen bir faaliyette tazminat söz konusu olabilir. Fakat profesyonel futbolcuların şöyle bir ayrıcalığı var. Onlar bu müsabakalar nedeniyle para kazanıyorlar ve oynamasalar dahi kazançları devam ediyor sözleşmeleri gereği. Onların herhangi bir kazanç kaybı söz konusu değil. Ancak bir profesyonel futbolcunun çok ağır bir kasıt sonucu futbol hayatı biterse tazminat hakkı aranabilir. Bir iş davası olarak destekten yoksun kalma tazminatı söz konusu olabilir. Ama her sakatlanma, faul olsa da olmasa da tazminat gerektirir kararı çok baş ağrıtır, sporun ruhuna ters bir karardır.”

 
JoomlaWatch Stats 1.2.8b by Matej Koval