Anayasa Mahkemesi'nden tarihi soyadı kararı |
Siirt’te eşinden boşanan ve çocuğunun velayet hakkı kendisine verilen bir kadın, çocuğunun adını ve soyadını değiştirmek için dava açtı. Kadını haklı bulan Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi; söz konusu yasanın Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla konuyuAnayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Soyadı Değişikliği davasında uygulanacak olan 2525 sayılı Soyadı Kanunun 4/2 maddesinde yazılı “Evliliğin feshi ve boşanma hallerinde çocuk anasına tevdii edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır.” hükmünün; ailenin eşler arasında eşitliğe dayandığına ilişkin Anayasanın 41. maddesi ile Kadınlar ve Erkeklerin eşit haklara sahip olduğuna dair Anayasanın 10. maddesine ve dolayısıyla Anayasanın temel hak ve özgürlüklerin Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağına ilişkin 13. maddesine aykırı olduğu ve bu itibarla iptal edilmesi gerektiği ve bu sayede uygulamada hakkaniyetin sağlanabileceği vurgulandı. ANAYASA NE DİYOR? Anayasanın 10. maddesi; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 07/05/2004 - 5170 S.K./l. mad) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür...” Anayasanın 13. maddesi; “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” Anayasanın 41.maddesi ise; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır...” İŞTE O KARAR KADIN ERKEK EŞİTTİR AMA HER ZAMAN DEĞİL! Mahkeme karar gerekçesinde 2001 yılında Anayasa’nın 41. Maddesi 1. Fıkrasına “ve eşler arasında eşitliğe dayanır” ibaresinin; 2004 yılında Anayasa’nın 10. Maddesinin ikinci fıkrası olarak da “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür” hükmünün eklendiği anımsatıldı. Kadın erkek eşitliğine dair uluslar arası sözleşmelere de atıf yapan Mahkeme, “ancak eşitlik, bireyler arasındaki farklılıkları göz ardı ederek herkesin her bakımdan aynı kurallara bağlı tutulması anlamında da algılanmaz” demeyi de unutmadı. Mahkemenin gerekçesi şöyle:
|