Haberler
Miras Belgesi Verilmesi ve Terk Eden Eşin Davet Edilmesi Noter Kanalıyla Yapılacak

Terk eden eşin eve davet edilmesi ya da mirasçılık belgesi alınması için artık dava açmaya gerek kalmayacak. Kişilerin avukata da ihtiyacı olmayacak. Bu işlemler notere başvurarak da yapılabilecek.

Devamını oku...
 
Faturalar garanti belgesi yerine geçmeyecek.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Yönetmeliğe ''iş günü'' ibaresi eklendi ve iş günü; ''ulusal, resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı, 1 Mayıs ve pazar günleri dışındaki çalışma günleri'' olarak tanımlandı.

Yönetmelik hükümlerine ve Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğünce onaylanmış belgeye uygun olarak hazırlanacak garanti belgesinin tasdik edilerek tüketiciye verilmesini temin etmek ve ayrıca, bu yükümlülüğün yerine getirildiğini ispat etmekle satıcı, bayii veya acenteler sorumlu olacak.

Satılan mala ilişkin olarak düzenlenen faturalar garanti belgesi yerine geçmeyecek. Ancak, servis istasyonlarında yapılan onarım ve parça değişimi işlemleri sonucunda verilen fatura, yönetmeliğin öngördüğü garanti şartlarını içermesi kaydıyla, garanti belgesi yerine kullanılabilecek.

Tüm ürünler için 30 iş günü olan azami tamir süresinde de değişiklik yapıldı. Malın tamir süresi, otomobil, kamyonet ve traktörün dışında dışında diğer ürünlerde 20 iş gününe düşürüldü.

Tüketicinin arıza bildirimini; telefon, faks, e-posta, iadeli taahhütlü mektup veya benzeri bir yolla yapması mümkün olacak.

Bir ürünün arızasının 15 iş gününde giderilmemesi halinde, ürün tamir edilinceye kadar muadil bir ürünün tüketiciye verilmesine yönelik süre de 15 iş gününden 10 iş gününe indirildi.

İmalatçı-üretici veya ithalatçı firmalar, ürettikleri veya ithal ettikleri, yönetmelikte belirtilen kullanılmamış mallar için Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğüne garanti belgesi onaylatmak zorunda olacak. Genel Müdürlük onayı bulunmayan garanti belgeleri geçersiz sayılacak.

Garanti belgesi başvuruları, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının internet sayfasından, elektronik imza ile yapılacak ve elektronik imza ile onaylanacak.

Genel Müdürlük tarafından onaylanan garanti belgelerinin geçerlilik süresi 2 yıl olacak.

Bu Yönetmelikte yer almayan bir malı imal veya ithal eden firmalar, kendi sorumlulukları çerçevesinde, ihtiyari garanti belgesi düzenleyebilecek. İhtiyari garanti belgesinin içeriği ve garanti şartlarına ilişkin hususlar imalatçı-üretici ve/veya ithalatçı firma tarafından belirlenecek. Bu belgelerin onaylanması için ayrıca Genel Müdürlüğe başvuru yapılmayacak.

Yönetmelik, bugünden itibaren bir ay sonra yürürlüğe girecek.

SANAYİ MALLARININ SATIŞ SONRASI HİZMETLERİ

Sanayi mallarının kullanım ömürleri ile satış sonrası montaj, bakım ve onarım hizmetlerine ilişkin usul ve esaslar yeniden düzenlendi.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığının, Sanayi Mallarının Satış Sonrası Hizmetleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Yönetmeliğin tanımlar bölümüne 'iş günü' ibaresi eklendi ve iş günü; 'ulusal, resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı, 1 Mayıs ve pazar günleri dışındaki çalışma günleri' olarak tanımlandı.

Satış Sonrası Hizmetleri Yeterlilik Belgesine yönelik başvurular, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının internet sayfasından, elektronik imza ile yapılabilecek ve elektronik imza ile onaylanacak. Başvuru ile ilgili hususlar Bakanlığın internet sayfasında ilan edilecek. Başvuru üzerine Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğünce, gerekli incelemeler yapılarak yeterli görülenlere Satış Sonrası Hizmetleri Yeterlilik Belgesi verilecek.

Genel Müdürlük, başvuruları değerlendirirken gerek duyması halinde tüketicilerin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla; belgelendirme yapılacak ürünle ilgili olarak, gerekli incelemeleri yapmaya veya yaptırmaya yetkili olacak.

İmal veya ithal edilen malın; özelliği, kullanım amacı ve yeri ile satış miktarı dikkate alınarak belirtilen servis istasyonlarının sayıları ve bunlarda aranacak özellikler, Türk Standartları Enstitüsü ve gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşların da görüşü alınarak, Tüketicinin ve Rekabetin korunması Genel Müdürlüğü tarafından belirlenecek veya değiştirilecek.

İmalatçı veya ithalatçılar; yönetmelikte yer alan mallara ait yedek parçalarını firma merkezinde veya belirleyecekleri en az bir servis istasyonunda tam olarak bulundurmak zorunda olacak. Birden fazla yetkili servis istasyonu ile hizmet verilmesi gereken mallara ait yedek parça stoku ise; tüketiciye verilecek hizmeti aksatmayacak miktar dikkate alınarak, imalatçı-üretici veya ithalatçı tarafından belirlenecek ve diğer servis istasyonlarında bulundurulacak.

İmalatçı-üretici veya ithalatçılar, tüketicilerin talebi üzerine yedek parça satışından kaçınamayacaklar.
Yönetmelik, bugünden itibaren bir ay sonra yürürlüğe girecek.

Kaynak : HukukiHaber

 

 
Devletle vatandaş arasında yarım milyon dava

Kamu kuruluşları ile vatandaşı karşı karşıya getiren davalar, devleti zorluyor. Hazine avukatları, geçen yıl 564 bin 201 adet dava ve icra takibinde bulundu. 

Maliye Bakanlığı Faaliyet Raporundan derlenen verilere göre, kamu kuruluşlarının davalarını takip eden Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü, 2010 yılında genel bütçe kapsamındaki idareler adına 471 bin 534 davaya müdahil oldu. Hazine avukatları, geçen yıl 92 bin 667 adet de icra takibi yaptı. Bu şekilde Hazine avukatlarının geçen yıl kamu adına takip ettiği dava ve icra sayısı, 564 bin 201 olarak gerçekleşti.
Muhakemat Genel Müdürlüğü, bugüne kadar uluslararası tahkimde de 32 davanın bir kısmını bizzat takip etti, bir kısmında da savunmaların oluşturulmasına katkı sağladı.
Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili bakanlık ve idareler aleyhine açılan 23 dava, 2010 yılı içinde sonuçlandı. Bu davalardan 13'ünde Türkiye Cumhuriyeti lehine, 7'sinde kısmen lehine, 2'sinde de aleyhine karar verildi. 1 dava ise sulh yoluyla neticelendi. Türkiye Cumhuriyeti ya da ilgili bakanlık ve idareler aleyhine açılan 9 davada ise yargılama sürüyor.

-VATANDAŞ KAYBEDİYOR-

Öte yandan 2010 yılında Hazine avukatlarının taraf olduğu davalardan 96 bin 246'sı sonuçlandı. Bu davaların 56 bin 472'si Hazine, 39 bin 774'ü de vatandaş lehine karara bağlandı.
Son 5 yıllık dönemde sonuçlanan dava sayısı da, 657 bin 523 oldu. Bu davaların 445 bin 832'sini Hazine, 211 bin 691'ini ise vatandaş kazandı.
Böylece 2006-2010 döneminde devletle vatandaşın karşı karşıya geldiği her 3 davanın 2'sinde mahkemelerden Hazinenin lehine, 1'inde ise vatandaş lehine karar çıktı.

-DAVA SAYISI DÜŞMÜYOR-

Bu arada Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne göre, gerek dava sayılarındaki artış, gerekse Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu ile genel bütçe kapsamına alınan idarelerden devredilen dosyalar nedeniyle Hazine avukatlarının girdiği dava sayısı sürekli artıyor. Yılda takip edilen dava sayısı da, 550 binlerde seyrediyor.
Mahkemelere taşınan davaların büyük bölümü Hazine tarafından açılıyor.
Devletle vatandaşın karşı karşıya geldiği ceza davalarının üçte birden fazlasını kaçakçılık davaları oluşturuyor. Kaçakçılık davalarını, vergiyle ilgili davalar izlerken, eski eser kaçakçılığı, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanununa muhalefet, zimmet, rüşvet, irtikap ve gümrük cezalarına ilişkin davalar da oldukça büyük rakamlara ulaşıyor.
Hukuk davalarında ise yüzde 50'ye yakın bölümü, kadastro tespitleri ile tapu iptalleri meydana getiriyor. Bunu tespit, tazminat ve alacak davaları ile yıkım davaları takip ediyor.
2010 verilerine göre, Muhakemat Genel Müdürlüğü bünyesinde merkezde 60, taşrada ise 1.100 dolayında Hazine avukatı görev yapıyor.

-DAVA SAYILARI-

Yıllar itibariyle kesinleşen kamu davaları ile dava sonuçları şöyle:

YILLAR KESİNLEŞEN DAVALAR HAZİNE LEHİNE VATANDAŞ LEHİNE
-------- ------------------ ------------- -----------------------------
2006 264.786 224.334 40.452
2007 117.216 55.197 62.019
2008 78.668 47.495 31.173
2009 100.607 62.334 38.273
2010 96.246 56.472 39.774

Kaynak:hukukihaber.net

 
Sicil affı olacak mı?


Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yeni bir sicil affının söz konusu olmadığını belirterek, ''Sicil affı gerçekçi değil'' dedi. 


Babacan, Ülke TV kanalında katıldığı bir programda soruları yanıtladı. Babacan, sicil affı olup olmadığı yönündeki bir soruya, ''Sicil affı yok'' yanıtını verdi.

Sicil affının gerçekçi olmadığını ifade eden Babacan, şöyle devam etti:

''Kanun çıkartarak sicil affı yapmak şudur, Merkez Bankasına, 'Onları sil, kara defterde, kara listede hiç kimse kalmasın' diyorsunuz. Merkez Bankası bunu yapıyor. Ama bunun silineceğini, sicil affı yapılayacağını duyan bütün bankalar hemen Merkez Bankasının bilgisayarlarından kendi bilgisayarlarına indiriyorlar. Yasa çıkarıp 'sil' desen de nereden bileceksiniz, çekmecesinde tutuyor adam listeyi. Biz, 'Sicil affı' dedik. Ne oldu? Vatandaşımız gitti bankaya, çek karnesi, kredi istedi. Banka baktı, 'Kusura bakmayın veririz ama üç tane daire tapusu getirin' dedi. Banka bunu diyebilir, bankaya zorla kredi ver diyemezsiniz ki.''

Buna köklü çözüm getirdiklerini belirten Babacan, bu çerçevede Merkez Bankasındaki sicil listesini alıp, Bankalar Birliğine verdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Bankalar Birliğine, 'Artık pozitif sicil de tutacaksın, sadece ödenmeyenleri tutmayacaksın' dedik. Vatandaşımızın bir siyah bir de beyaz sicili olsun. Beyazların daha çok olduğu bir vatandaşımızsa ve bir iki tane çeki dönmüşse bankalarda onun açıkça görsün. Pozitif ve negatif sicili beraberce tutacak. Vatandaşlarımızın tüm kredi geçmişinin kayda alındığı, takip edildiği bir döneme giriyoruz, bu çok önemli.

Vatandaşlarımız mesela faturalarını tam ve gününde ödüyor, senet yazmış protestosu yok, çek yazmış bir şey yok. Ama ne olmuş evin kirasını iki gün geciktirmiş, bu olabilir. Bu kayıt, sicil olduğu bankanın önüne gelince ne yapacak? Bakacak ki her şeyi ödüyor. Bir iki tane olabilir.''

Şu an bu sistemin olup olmadığı sorusuna ise Babacan, ''Kanunu çıkardık, Bankalar Birliği bilgi işlem bilgisayar sistemini kuruyor. Birkaç aya kadar bitiyor. Bittikten sonra bütün bu kayıtlar tutulmaya başlanacak'' yanıtını verdi.

Babacan, sadece çek senet değil, başka bilgilerinde tutulacağını ifade ederek, bu sistemin gelişmiş ülkelerde çok yaygın olduğunu kaydetti.

-''SICAK DİYE İFADE EDİLEBİLECEK PARANIN ÇOĞU GİTTİ''-

Bakan Babacan, Merkez Bankasının kasım ayından itibaren aldığı önlemlerle ''sıcak'' diye ifade edilebilecek paranın çoğunun Türkiye'den gittiğini söyledi.

Merkez Bankası o tedbirleri ilan ettiğinde biraz kurda artış olduğunu belirten Babacan, şöyle konuştu:

''Ama bu ölçülü, kontrollü ve bilinçli bir şekilde oldu. Bir miktar faizler belki daha farklı bir noktaya geldi ama ne oldu? Kritik dönemlerde birdenbire çıkıp, gidip bizim iç piyasamızı karıştıracak cinsten sermaye önemli miktarda Türkiye'den çıkmış oldu. Onun yerine daha kalıcı daha uzun vadeli sermaye girdi. Hem de daha fazla miktarda girdi. Türkiye AK Parti iktidarı dönemi boyunca 8.5 yıldır sürekli olarak dünyadan sermaye cezbeden ülke olmuştur. Yatırımcıların sürekli ilgisi Türkiye olmuştur. Sürekli net anlamda Türkiye'ye döviz girişi olmuştur.

Biz sadece kendi sermayemizle, kendi birikimimizle değil, dünyanın sermayesine Türkiye'yi cezbedip büyümek zorundayız. Yüksek büyüme oranlarını ancak öyle sağlarız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı ancak öyle sağlarız.''

AA

 
<< Başlangıç < Önceki 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 Sonraki > Son >>

Sayfa 30 / 30
JoomlaWatch Stats 1.2.8b by Matej Koval