Yargıtay
Kamunun Sağlığına Karşı Suçtan Zarar Görenin Davaya Katılamaması

 

T.C. Yargıtay Onuncu Ceza Dairesi

Esas No: 2006/8169 Karar No: 2008/3249 Tarihi: 26.02.2008

• Kamunun Sağlığına Karşı Suçtan Zarar Görenin Davaya Katılamaması

• Onsekiz Yaşını Bitirmeyen Küçüğe Uyuşturucu Vermek

• Geçersiz Katılma Kararının Temyiz Hakkı Vermemesi

(5271 s. m. 237)

TAM METİN :

18 yaşını bitirmeyen küçüğe uyuşturucu madde vermek suçundan sanık Ş.Y. hakkında İ. 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucu, 22.02.2006 tarihinde 2005/188 esas ve 2006/22 karar sayı ile kurulan beraat hükmünün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onama isteyen tebliğnamesi ile 06.06.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarının 5237 sayılı TCK'nın ikinci kitabının "topluma karşı suçlar" başlıklı üçüncü kısmının "kamunun sağlığına karşı suçlar" başlığını taşıyan üçüncü bölümünde düzenlenmiş olması; belirtilen özelliği gereğince, kişilerin, CMK'nın 237. maddesi uyarınca mağdur veya suçtan zarar gören sıfatıyla bu suçlarla ilgili davalara katılmalarına olanak bulunmaması; uyuşturucu veya uyarıcı maddeden dolayı yaralanan kişilerin, ancak taksirle ya da kasten yaralama suçundan açılan davaya katılmalarının mümkün olması; ayrıca katılmasına karar verilen Özgür'ün ve velisinin şikayetlerinin de bulunmaması nedeniyle, yasaya aykırı olarak verilen katılma kararı hükmü temyiz etme hakkı sağlamayacağından,

Özgür vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddeleri gereğince REDDİNE, 26.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 
Geçmişteki para cezasına ilişkin sabıkalar ertelemeye engel teşkil etmez.

 

T.C. Yargıtay İkinci Ceza Dairesi

Esas No: 2008/32661 Karar No: 2009/39463 Tarihi: 21.10.2009

• Hapis Cezasının Ertelenmesi

• Kasıtlı Bir Suçtan Mahkum Olmama Koşulu

• Para Cezasına İlişkin Sabıka Bulunması

ÖZET :

Hürriyeti bağlayıcı cezanın, ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilip edilmediği ile suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemeye kanaat gelip gelmediği hususlarının değerlendirilmesi gerekir. Geçmişteki para cezasına ilişkin sabıkalar ertelemeye engel teşkil etmez.

(5237 s. m. 51)

TAM METİN :

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CYY'nin 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı "kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma" nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;

Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

1- Sanık hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın, 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilip edilmediği ile suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemeye kanaat gelip gelmediği hususlarının değerlendirilmesi gerektiği ve geçmişteki para cezasına ilişkin sabıkalarının da ertelemeye engel teşkil etmediği, hapis cezasının ise silinme şartlarının gerçekleştiği gözetilmeden, sanığın kişiliği, sabıka durumu gözönüne alınarak cezanın ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkemede olumlu kanaat oluşmadığı, şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmolunan cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,

2- Sanığın adli sicil kaydında yer alan sabıkalarından hangisinin tekerrüre esas alındığının denetime olanak verecek şekilde gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), 21.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 
Tebliğnamenin gönderilmemesi

 

T.C

YARGITAY

Ceza Genel Kurulu

Esas No : Karar No : İtirazname :

2009/5-6 2009/41 222506

Y A R G I T A Y K A R A R I

Kararı veren

Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi

Mahkemesi : ANKARA 2. Ağır Ceza

Günü : 23.11.2007

Sayısı : 366-360

Davacı : K.H

Katılanlar : 1- S.S. Çağrı 89 Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi

2- Eren Altındağ 3- Şaban Güçlü

Sanıklar : 1- Necdet Canyurt 2- Sait Yüksel 3- Enis Kaya

Sanıklar Necdet Canyurt, Sait Yüksel ve Enis Kaya hakkında zimmet suçundan açılan kamu davası sonunda; Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince 23.11.2007 gün ve 366–360 sayılı kararı ile sanıkların 5237 sayılı TCY’nın 247/1, 43 ve 62. maddeleri uyarınca sonuç olarak 5 yıl 2 ay 15’er gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, haklarında 53. maddenin uygulan­masına hükmedilmiş olup, sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilen hüküm Yargıtay 5. Ceza Dairesince 17.06.2008 gün ve 6519–6483 sayı ile onanmıştır.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 22.12.2008 gün ve 222506 sayı ile;

“…Tebliğnamenin sanıklar (Necdet Canyurt, Sait Yüksel ve Enis Kaya) müdafiilerine tebliğ edilmeden temyiz incelemesi yapılarak karar verilmesi yasaya aykırıdır…” düşün­cesiyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmesini itiraz yasa yoluyla talep etmiştir.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Görüldüğü gibi, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuş­mazlık; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenmiş olan tebliğnamenin hükmü temyiz etmiş olan sanıklar müdafiilerine tebliğ edilmemesi durumunda, Özel Dairece temyiz incelemesi yapılıp yapıla­ma­yacağına ilişkindir.

Dosya incelendiğinde;

Yerel Mahkemece sanıklar hakkında mahkûmiyet hükmü verildiği ve bu hükmün sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekilince süresi içinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2006 gün ve 204-197; 30.10.2007 gün ve 226-215; 27.05.2008 gün ve 131-151 sayılı kararında da açıklandığı üzere; hükmü temyiz etmeleri halinde veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğna­menin, sanık veya müdafii ile katılan veya vekiline tebliğ olunacağı 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 1412 sayılı CYUY’ nın 316. maddesine 21.03.2003 gün ve 4778 sayılı Yasanın 2. maddesi ile eklenip, 19.03.2003 gün ve 4829 sayılı Yasanın 20. maddesiyle değiştirilen 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ile ilgili bulunan bu hüküm buyurucu nitelikte olup, uyulması zorunludur.

Anılan düzenleme, Anayasanın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline gelen, AİHS’nin 6. maddesi ile de ilgilidir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 09.11.2000 gün ve 36590-97 sayılı Göç/Türkiye kararı bu konuya temas etmektedir. Bu karar üzerine 2003 yılında mevzuatımızda yukarıda sözü edilen düzenleme yapılmış, 5271 sayılı CYY’ nın 297. maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir.

Somut olayda, Yargıtay C.Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin hükmü temyiz etmiş olan sanıklar müdafiilerine ve katılanlar vekiline tebliğ edilmeden temyiz incelemesi yapıldığı görülmektedir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 31.03.2008 gün ve 42043 sayılı tebliğnamenin sanıklar müdafiilerine ve katılanlar vekiline tebliğ edilmeksizin Özel Dairece inceleme yapılarak karar verilmiş olması, 1412 sayılı Yasanın halen yürürlükte bulunan 316/3. maddesinin buyurucu hükmüne aykırılık oluşturmaktadır.

Bu itibarla, itirazın kabulü ile itirazın kapsamına göre Özel Daire kararının sanıklar Necdet Canyurt, Sait Yüksel ve Enis Kaya hakkında yerel mahkemece verilen mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına ilişkin kısmının belirtilen usule aykırılık nedeniyle sair yönleri incelenmeksizin kaldırılmasına, tebliğnamenin sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekiline tebliğinden sonra temyiz incelemesi yapılarak bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilme­sine karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2-Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 17.06.2008 gün ve 6519-6483 sayılı kararının sanıklar Necdet Canyurt, Sait Yüksel ve Enis Kaya hakkında yerel mahkemece verilen mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına ilişkin kısmının belirtilen usule aykırılık nedeniyle sair yönleri incelenmeksizin KALDIRILMASINA,

3-Dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.02.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

İhsan AKÇİN Turan DEMİRTAŞ Ersan ÜLKER

Birinci Başkanvekili 7.C.D.Bşk. 11.C.D.Bşk.

Zeki ASLAN Refik DİZDAROĞLU Mahmut ACAR

8.C.D.Bşk. 10. C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk.

Celal ALTUNKAYNAK Hamdi Yaver AKTAN Muvaffak TATAR

6.C.D.Bşk.V.

Nuri YILMAZ Kubilay TAŞDEMİR Celal ARAS

Hakkı MANAV Ekrem ERTUĞRUL Haydar EROL

Mehmet EKMEKÇİ Ali KINACI Şerafettin İSTE

Şule BAŞOĞLU Muharrem COŞKUN Bahri DEMİREL

Mustafa ŞAHİN Rıza ŞAHİN

 

 
Hukuka Aykırı Delil

 

T.C. Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi

Esas No: 2008/334 Karar No: 2009/15739 Tarihi: 14.12.2009

• Hukuka Aykırı Delil

• Hukuka Aykırı Elkoyma

• Sanığa Yasal Hakları Hatırlatılmadan Savunmasının Alınması

ÖZET :

Sanığın ikrara dayalı ifadesinin suç tarihinde yürürlükte olan CMUK'nın 135. maddesine aykırı olarak hakları hatırlatılmadan alındığı, suça konu silahların da CMUK'nın 97/2. maddesine aykırı olarak sanığın evinde yapılan aramada ele geçirildiği anlaşılmakla, anılan Yasa'nın 254/2. maddesi uyarınca hukuka aykırı elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı gözetilmelidir.

(1412 s. m. 97, 135, 254, 5271 s. m. 119, 147, 206, 217)

TAM METİN :

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Hükmolunan hapis cezasının süresine göre sanığın duruşma isteğinin CMUK'nın 318. maddesi uyarınca oybirliği ile (REDDİNE),

Dosya üzerinden yapılan incelemede;

Sanığın sonradan değiştirdiği kolluk aşamasındaki ikrara dayalı ifadesinin suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan CMUK'nın 135. maddesine aykırı olarak hakları hatırlatılmaksızın alındığı, ayrıca suça konu silahların, hakim veya Cumhuriyet Savcısı tarafından gerçekleştirilmeyen ve ihtiyar heyetinden veya komşularından da iki kişi bulundurulmaksızın CMUK'nın 97/2. madde ve fıkrası hükmüne aykırı olarak sanığın evinde yapılan aramada ele geçirildiği anlaşılmakla, anılan Yasa'nın 254/2. madde ve fıkrası hükmü uyarınca soruşturma ve kovuşturma organlarının hukuka aykırı şekilde elde ettikleri delillerin hükme esas alınamayacağı ve belirtilen delillerin dışında mahkumiyete yeter, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıt da elde edilemediği gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetine hükmolunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 14.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 
Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçu

 

T.C. Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi

Esas No: 2009/928 Karar No: 2009/4246 Tarihi: 06.04.2009

• Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçu

• Ruh Sağlığının Bozulması

• Çocuğun Zincirleme Şekilde Cinsel İstismarı

ÖZET :

Çocuğun zorla zincirleme biçimde nitelikli cinsel istismarı suçuna verilen ceza teşdit uygulamasından dolayı 15 yıla ulaşsa veya geçse dahi, suçun sonucunda ruh sağlığının bozulmasından dolayı neticenin ağırlığına göre tayin edilen cezanın TCK'nın 49/1 ve 103/6. maddeleri gereğince 20 yıla kadar artırılması gerekir.

(5237 s. m. 49, 103)

TAM METİN :

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanık Eyüp'ün yapılan yargılanması sonunda; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan ise mahkumiyetine dair, (Manisa Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 07.08.2008 gün ve 2008/72 Esas, 2008/315 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii ve katılan vekili tarafından istenilmiş, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden re'sen de temyize tabi olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi.

Katılan vekilinin temyiz dilekçesi içeriğine göre kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile sınırlı olarak, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden ise re'sen ve sanık müdafiin temyiz itirazlarına hasren inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Sanığın oluşa uygun olarak işlediği kabul edilen zorla zincirleme biçimde nitelikli cinsel istismar suçuna uyan 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 103/3 ve 103/4. maddeleri uyarınca verilen ceza teşdit uygulanmasından dolayı 15 yıla ulaşsa veya geçse dahi, suçun sonucunda ruh sağlığının bozulmasından dolayı neticenin ağırlığına göre tayin edilen cezanın 49/1 ve 103/6. maddeler gereğince yirmi yıla kadar artırılmasının olanaklı bulunduğu nazara alınarak hakkaniyet gereği bir miktar daha artırım yapılması gerektiği gözetilmeden 103/6. maddenin uygulama dışı bırakılması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı Kanun'un 53/1. maddesinin doğru şekilde uygulanması nedeniyle de bu hususa ilişkin tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, yerinde görülmeyen sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu yönünden re'sen de temyize tabi olan mahkumiyete ilişkin hüküm ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanığın beraatine dair hükmün (ONANMASINA), 06.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 
<< Başlangıç < Önceki 11 12 13 14 15 16 Sonraki > Son >>

Sayfa 15 / 16
JoomlaWatch Stats 1.2.8b by Matej Koval